Haber

Buğra Kavuncu: İYİ Parti toparlanma trendinde

ANKARA – Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yeni yasama yılı başladı. Meclis’te grubu bulunan 6 siyasi parti grubunun yeni döneme dair hazırlıklarını ve son güncel siyasi gelişmelere dair değerlendirmelerini Gazete Duvar sayfalarına taşımaya devam ederken bugünkü konuğumuz İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu oldu.

‘EN NET MUHALEFETİ İYİ PARTİ YAPIYOR’

Yeni yasama yılında nasıl bir İYİ Parti göreceğiz?

Partimizin kurulduğu günden beri muhalefet çizgisi hep açık ve net oldu. Zaten kuruluş gerekçemiz mevcut iktidarın getirdiği bu ucube sisteme bir itirazdı. O çizgiden de hiç sapmadık. Zaman zaman bazı yakıştırmalar yapıldı ama ben partimin içerisindeyim, grup başkanvekiliyim. İYİ Parti’nin yapısı, genleri, İYİ Parti’nin yönetim kadrosu, bütün bunların farklı bir yola gitmesi zaten mümkün değil. Bütün bu spekülasyonların kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bu çizgi bozulmayacak. Şu anda da Türkiye’de en net, en direkt muhalefeti yapan parti İYİ Parti.

‘BU DÖNEM İYİ PARTİ’Yİ BİR BÜTÜNLÜK İÇİNDE GÖRECEKSİNİZ’

Bu dönemde İYİ Parti’yi bir bütünlük içerisinde göreceksiniz. Tamamen bir kurumsal yapı içerisinde ve bir söylem birliği içinde göreceksiniz İYİ Parti’yi. Genel merkezimizden teşkilatlarımıza, teşkilatlarımızdan Meclis grubumuza kadar milletimizin canını yakan konuları, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren konuları birçok mecrada gündeme taşıyacağız.

‘İSTİFALARIN HİÇBİRİNİ HAKLI BULMUYORUM’

Geride bıraktığımız dönemdeki parti içi tartışmalar, istifalar geride mi kaldı?

Umarım geride kaldı. ‘Bir tereddüdünüz mü var?’ diyeceksiniz. Hayır hiçbir tereddüdüm yok. Çünkü ben bu istifaların hiçbirini haklı, doğru bulmuyorum. Giden arkadaşlarla ilgili olumsuz bir cümle kurmadık bugüne kadar. Ama şunu çok net söylüyorum; bizler zorlu bir yolu seçtik. Parlamenter sistemi isteyen bir partinin yapması gerekeni yapıyoruz. İtiraz ediyoruz. Türkiye’de iki partinin hakim olduğu sisteme ses çıkarıyoruz. Onun için bir iddia ortaya koyduk ve devam ettireceğiz. Bu meşakkatli yolu tercih eden arkadaşlarımızla beraber hareket ediyoruz.

‘CHP’NİN YA DA AK PARTİ’NİN ETEĞİNDEN TUTARAK İYİ PARTİ’YE GELECEK ÇİZMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL’

Cumhuriyet Halk Partisi’nin ya da AK Parti’nin elinden, eteğinden tutarak İYİ Parti’nin kendine gelecek çizmesi mümkün değil. Bu partinin kuruluş gerekçesi çok net. Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkeyi karanlığa götürüyor ve bizim güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çok net bir duruşumuz var. Bunu da bugün Türkiye’de bu netlikte konuşan tek partiyiz.

Bazı arkadaşlarımıza bu mücadele zor geldi belki. Siz İYİ Parti seçmeninin oylarıyla gelmişsiniz. Bu seçmeni ikna edecek tek bir cümle kurabildiklerine şahit olsaydım saygı duyardım. Ama 100 binlerce insanın vebalini üstünde taşıyorlar. ‘Parti içinde şu oldu, bu oldu’; bu gerekçeler seçmeni ilgilendirmez. Bu partide vereceğiniz kavga. Bunlar benim kabul edebileceğim gerekçeler değil.

Biri de çıkıp mertçe, ‘Zor geldi bu mücadele. Ben daha konforlu bir alanı tercih ettim ve seçmenin bana verdiği emaneti taşıyamadım’ demedi. Deseler daha fazla saygı duyardım.

‘ÖZELEŞTİRİMİZİ YAPMAK ZORUNDAYIZ’

Milletvekili adaylarını belirlerken tercihleri yanlış yaptığınızı söyleyebilir miyiz?

Bunu daha önce söyledim. Yaptığımız tercihlerden dolayı kendi özeleştirimizi yapmak zorundayız. Demek ki ortada bir yanlış tercih durumu var. O emaneti taşıyamayacak figürler meclise taşınmış. Ama doğru tercih edilmiş, teşkilatların içerisinden gelmiş, ön seçimle gelmiş birçok arkadaşın da kıymetine, mücadelesine saygı duymak gerekir.

‘İYİ PARTİ TOPARLANMA TRENDİNDE’

İYİ Parti bundan 1 buçuk sene önceki ivmesini yakalayabilecek mi?

Bunun olacağına dair verilerimiz var. Çok zor bir dönem geçirdik ama buna rağmen elimizdeki veriler özellikle son 2-3 ay içerisinde bir toparlanma trendi olduğunu çok net olarak gösteriyor. Ayrıca seçmenin beklentileri, ihtiyaçları açısından büyük bir boşluğu dolduruyor İYİ Parti.

‘GÜÇLÜ DEVLET KONUSUNDA DA BİREYSEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KONUSUNDA DA NETİZ’

Devletin gücünü bu coğrafyada muhafaza etme kabiliyetini gösterebilecek, aynı zamanda bireysel hak ve özgürlükler konusunda da korkusuzca net durabilecek bir partiyi istiyor toplum. Biz de tam oyuz işte. Mavi Vatan’ın gerekliliğine inanan ama Can Atalay’ın uğradığı hukuksuzluğa da ses çıkaran bir partiyiz.

‘Güçlü devlet’i bireysel hak ve özgürlüklerin engelleyicisi olarak görenler var. Oysa ikisi birbirine muhtaçtır. Bu ikisini birlikte var edebilmeniz lazım. İYİ Parti bunu yaşayan, bunu anlatmaya çalışan bir yapı. Bunun adına ‘merkez’ dersiniz, ‘sağduyu’ dersiniz, ne derseniz deyin Türkiye’nin buna ihtiyacı var. İYİ Parti’nin siyasal duruşuna olan ihtiyaç da önümüzdeki süreçte bizim toparlanma hızımızı arttıracak.

‘YENİ ANAYASA İÇİN İPUCU GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM’

Yeni anayasa ihtiyacına bakışınız nasıl? İktidar bloğu kapınızı çaldığında tavrınız ne olacak?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi doğru bir sistem değil ve Türkiye için güçlendirilmiş parlamenter sistem gerekli. Bu belki de bir ipucu bizim muhataplarımız açısından. Eğer bu yönde bir radikal değişim öngörülmüyorsa, bunun dışındaki hiçbir değişikliğe Türkiye’nin ihtiyacı yok.

Bunun dışında kimsenin gündeminde anayasa yok. Ancak bütün bu problemlerin temelinde ülkenin yanlış bir sistemle yönetiliyor olması var.

‘İLK 4 MADDE ÜLKENİN HARCIDIR’

Nasıl bir anayasa değişikliği, hangi yöntemle; tüm bunlar muallak. Ama çok net olarak söyleyebileceğim şu; anayasanın ilk 4 maddesi ve 66’nce maddesi bizim için önemlidir, hassastır. Ülkenin harcıdır. Bunun dışında gelecek önerinin ne olacağını görür ondan sonra ilgili kurumlarımızda konuşuruz. Cumhurbaşkanı’nın tekrar seçilmesinin önünü açacak hiçbir anayasa değişikliğine ‘evet’ demeyiz.

‘MECLİS ÇATISI ALTINDA İLİŞKİLERİMİZİ SAYGI ÇERÇEVESİNDE SÜRDÜRMELİYİZ’

Meclis’in açılış oturumunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanı’yla selamlaştı, ilerleyen saatlerde de ‘barış’ mesajı verdi. Bu adımı bir politik hat değişikliği olarak okur musunuz?

Aslında bundan önceki tarz belki de çok doğru değildi. Fikri olarak, siyasal olarak birbirimizden çok ayrı yapılar olabiliriz. Ama teröre bulaşmadığı sürece ki kimin teröre bulaşıp bulaşmadığının hükmünü de siz, ben veremeyiz; Meclis çatısı altında siyasi partilerin mensuplarıyla beşeri ilişkilerimizi saygı çerçevesinde devam ettirmek durumundayız. O anlamda Sayın Bahçeli’nin tutumu son derece normal. Beşeri ilişkilerin devam etmesi, barışın isteniyor olması çok kıymetli. Keşke bütün siyasi partiler bunu her gün tekrarlasa.

‘CUMHURBAŞKANI’NIN ‘İÇ BİRLİK’ AÇIKLAMASININ ALTINA İMZA ATARIZ AMA…’

Cumhurbaşkanı’nın ‘iç birliği kuvvetlendirmemiz gerekiyor’ açıklamasını nasıl değerlendirirsiniz?

Altına imza atarız. İç birliğin güçlendirilmesi gerekir. Ama lafa değil, uygulamaya bakarız. Güçlendirmek isteyen kişi ülkeyi elmanın iki yarısı gibi ‘teröristler, terörist olmayanlar’ diye bölüyorsa orada sorun vardır. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanı’nın karnesi çok iyi değildir. Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi değerlendirmeyenlere aynı hassasiyeti göstermediğine çok defa şahit olduk.

‘İÇ BİRLİĞİ SAĞLAMAK ÖNCE CUMHURBAŞKANI’NIN GÖREVİ’

Dolayısıyla iç birliği sağlamak önce en tepede ülkeyi temsil eden Cumhurbaşkanı’nın görevidir. Cumhurbaşkanı’nın vicdanı bu ülkenin her vatandaşı karşısında eşit çalışmalı. Bir gruba farklı çalışıyorsa o yönlendirilmiş vicdandır. Temiz değildir, doğru değildir.

Cumhurbaşkanı’nın iç birliği sağlamanın gerekçesi olarak sunduğu ‘İsrail’in hedefinde Türkiye var’ söylemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İnsanların beyanını niyetine göre değerlendiremezsiniz. ‘Ahmet söylüyorsa iyi niyetli bir insandır, doğrudur’ diyemezsiniz. Varsayımla hareket edemezsiniz. Ama Cumhurbaşkanı’nın ağızdan bir cümle çıkmıştır. Bu cümlenin arkasının getirilmesi lazım. 85 milyonu huzursuz edecek bu cümlenin peşinden de yapılması gereken altını doldurmaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu